Roma İmparatorluğu Caligula Sikkeleri

Caligula Sikkeleri ​

ΝΟΜΙΣΜΑΤΑ ΤΗΣ Ο ΡΩΜΑIΚΗ ΑΥΤΟΚΡΑΤΟΡΑΣ ΓΑΙΟΣ ΚΑΛΙΓΟΥΛΑΣ​

Gaius Julius Caesar Augustus Germanicus​

Adını ahlaksızlık, sadizm ve gücün çılgınlığı ile ilişkilendiren, Nero ve Tiberius'u bile aşan bir Romalı imparator varsa, o da Roma'nın korkunç tiranı Caligula'dan başkası değildir. Saltanatıyla ilgili hayatta kalan çok az kaynak olmasına rağmen, yönetiminin ilk altı ayında genellikle asil ve ılımlı olarak tanımlanır, bu süreden sonra kaynaklar onun zulmü, sadizmi, savurganlığı ve cinsel sapkınlığı üzerine odaklanır.

Önemli komutan Germanicus'un oğlu ve ünlü Julius Caesar'ın adını taşıyan genç Gaius Julius Caesar [Caligula], babasının yanında askeri kamplarda büyüdü. Lejyoner ayakkabılarının küçültülmüş bir versiyonunu giyen bu çocukla eğlenen askerler, ona Caligula [Küçük Botlar] lakabını taktılar. Bu lakap, günümüzde hala popüler olarak biliniyor, ancak hiçbir resmi belgede kullanılmadı ve Gaius'un bundan hoşlanmadığı bilinmektedir. Caligula'nın sefahat, ensest ve ahlaksızlık eylemlerinin listesine tekrar bakmaya gerek yoktur, sadece davranışlarının zeka ve deliliğin özel bir karışımı olduğunu ve impartorlar Nero, Commodus ve Elagabalus'tan başka pek az eşinin olduğunu belirtmemiz yeterlidir.

Caligula'nın aile hayatı Tiberius'un saltanatı sırasında kötüleşti: babası öldü [muhtemelen zehirlenerek], annesi sürgün edildi ve kardeşleri hapse atıldı veya sürgüne gönderildi. Caligula doğal olarak Tiberius'tan nefret etmeye başladı, ancak bunu çok iyi saklamıştır. Caligula imparatorun gözüne girdi ve imparatorun vasiyetinde Tiberius'un torunu Gemellus'un da adının geçmesini sağladı. Tiberius öldüğünde, belki de Gaius'un aracılığıyla, Praetorian Prefect [İmparatorluk muhafızlarının lideri] Quintus Naevius Cordus Sutorius Macro Caligula'yı yeni imparator ilan etti. Roma, katı ve baskıcı Tiberius'tan kurtulduğu için mutluydu. Caligula [Gaius] popüler ve saygın general Germanicus'un oğlu olduğundan, MS 37'deki saltanatının ilk aylarında geniş bir destek ve büyük umutlarla tahta çıktı

Yeni imparator, Senato ve halkla iyi ilişkiler içindeydi, halk meclisinde serbest seçimleri yeniden başlattı ve Tiberius döneminde çok yıkıcı olan ihanet yasalarını askıya aldı. Daha sonra Gaius, MS 37 Ekim'inde ciddi bir hastalığa yakalandı ve iyileştiğinde bakış açısı çok farklı oldu. Potansiyel rakiplerden korkan ve bir varisi olmayan Caligula [Gaius], MS 38'de hem Quintus Naevius Cordus Sutorius Macro'nun hem de Gemellus'un idamını emretti. Saltanatı giderek daha da otokratik bir hal aldı ve saray mensuplarının veya Senato'nun yönetime dahil olmasına pek yer kalmadı. Senato sınıfının ve Praetorian Muhafızlarının üyeleriyle alay etmeye ve onları aşağılamaya başladı ve Tiberya ihanet yasalarını yeniden canlandırdı. Kanun, ölüm veya yıkımı ya da herhangi bir bedensel zararı, yetki alanı içinde veya dışında, hayal etmek, icat etmek, tasarlamak veya amaçlamak büyük ihanet olarak nitelendirilmiştir.

İmparatorluğu Moritanya'yı da içine alacak şekilde genişletmiş olmasına rağmen, Britanya'ya yönelik başarısız bir işgal, İngiliz kanalı kıyısında Neptün'ün ganimetleri adı altında tuhaf bir deniz kabuğu toplama faaliyetine neden olmuştur. İmparatorun aklı karışıyordu. MS 40'ta Caligula yaşayan bir tanrı rolünü üstlenmeye başladı. Bu eyaletlerde kabul edilebilir ve bir nebze beklenen bir şey olsa da, İmparatorun hala eşitler arasında birinci [primus inter pares] olarak kabul edildiği Roma'da lanetlenmişti. Çeşitli tanrılar gibi giyinerek halk arasında göründü ve kült heykellerinin başlarını çıkarıp yerine kendisininkileri koydurdu. Kendini Yeni Helios olarak tanımladı ve evrensel ibadet talep etti. Kendisinin güneş tanrısı olarak kült bir heykelinin Kudüs Tapınağı'na dikilmesi emredildi, ancak Caligula emir yerine getirilmeden önce ölecekti.

İmparatorun tanrılık iddialarının krizi, Roma'dan, özlemini çektiği dini hayranlığı daha kolay karşılayabileceği İskenderiye'ye taşınma planlarını açıkladığında doruk noktasına ulaştı. Böyle bir hareketin İskenderiye'yi İmparatorluğun yeni başkenti yapacağından ve Roma seçkinlerinin eski güçlerini kaybedeceğinden korkuluyordu. Roma kırılma noktasına ulaşmıştı ve 21 Ocak 41'de Praetorian Muhafızları imparatoru imparatorluk sarayının altındaki bir geçitte öldürdü. Ölümünden sonra tüm portreleri, heykelleri yok edildi [Damnatio Memoriae] karısı ve kızı da öldürüldü.