- Katılım
- 4 Şub 2022
- Mesajlar
- 11,628
- Beğeni
- 12,617
Sala [ΣΑΛΑ] Antik Kenti - CAΛHNΩN - CAΛHNΩN ΔOMITIANOΠO
Denizli ilinin Güney ilçesi sınırlarında bulunan antik Lidya kenti Sala [Salenun veya Salena] Blaundos ile Tripolis antik kentleri arasındaki Sindrus Nehri'nin kuzeyindeki bölgeyi işgal ediyordu. Antik kent İmparator Domitianus döneminde Domitianopolis adıyla antik sikke darbı yapmıştır. Sala; daha sonra Domitianopolis [CAΛHNΩN ΔOMITIANOΠO] ismini terk etmiştir.
Batı Anadolu'daki Lidya bölgesinde bulunan antik bir şehir olan Sala, hem Helenistik hem de Roma etkisi altında gelişen birçok taşra kasabasından biriydi. Sala, Lidya'daki daha büyük kent merkezlerine kıyasla nispeten küçük olmasına rağmen, ardışık imparatorlukların sağladığı istikrar ve altyapıdan yararlanarak bölgenin yerel ekonomisinde ve dini yaşamında önemli bir rol oynamıştır. Lidya, MÖ 6. yüzyılda Persler tarafından ve daha sonra MÖ 4. yüzyılda Büyük İskender tarafından fethedildi ve bu da bölgeye Helenistik kültür ve uygulamaları getirdi. Sala, birçok Lidya şehri gibi, bu Helenistik etki sonucunda Yunan geleneklerini, dilini ve mimarisini benimsemiştir.
MÖ 2. yüzyılda Romalıların gelişiyle Lidya, Roma'nın Asya eyaletinin bir parçası oldu ve Sala gibi şehirler Roma yönetimi altına girdi. Roma yönetimi altında Sala'ya belirli medeni ayrıcalıklar tanındı, ancak yerel gelenek ve dini uygulamalarının bazı yönlerini korunmuştur. Sala'daki yazıtlar ve antik sikkeler, Zeus, Apollon ve Artemis gibi tanrılar da dahil olmak üzere Greko-Romen panteonuna adanmış ibadet uygulamalarının kanıtlarını sunar. Şehir ayrıca, daha eski yerel inançları daha yeni Helenistik ve Roma dini etkileriyle harmanlayan yerel Anadolu tanrılarına tapınma geleneğine sahiptir.
Lidya'daki diğer şehirler gibi Sala da Roma döneminde, özellikle imparatorların yönetimi altında kendi antik sikkeleri darb etmiştir. Bu sikkeler genellikle ön yüzünde hüküm süren imparatorun portresini içeriyordu; bu, Roma İmparatorluğu'nda standart bir uygulamaydı ve şehrin Roma'ya olan sadakatini simgeliyordu. Antik sikkelerin arka yüzlerinde, yerel semboller, tanrılar veya yazıtlar şehrin benzersiz kimliğini ve dini mirasını temsil ediyordu. Şehrin paraları yalnızca ekonomik bir amaca hizmet etmekle kalmıyor, aynı zamanda Sala'nın toplumsal gururu, dini bağlılığı ve Roma İmparatorluğu'na entegrasyonu hakkında mesajlar da iletiyordu. Örneğin, Sala'dan gelen antik sikkeler bölgenin tanrılarıyla ilişkilendirilen geleneksel sembolleri veya Roma yönetimi altındaki Küçük Asya'da ortak dil olan Yunanca lejantları tasvir ediyor olabilir. Bu uygulama, şehrin ikili kültürel kimliğini yansıtır ve Yunan etkisindeki mirasını Roma İmparatorluğu'nun bir parçası olmanın politik gerçekliğiyle birleştirir.