Atina Tetradrahmileri
Modern Yunan sokak dilinde Tetradrahmi kategorisinde olan antik sikkelere ΚΟYΤΣΟΥΡΟ: Koutsouro denir. Kelimenin tam anlamıyla kaba kesilmiş odun parçası anlamına gelir, çünkü bu antik sikkeler her zaman kaba detaylara kalın yüzeyli ve düzensiz şekillere sahiptir.
Antik Yunan'da büyük bir gümüş sikke olan tetradrahmi, MÖ 6. yüzyılın sonlarında ortaya çıkmıştır. Atina'da ortaya çıkan tetradrahmi, antik ticaretin temel taşı, siyasi propaganda aracı ve bölgesel uyarlamalar için ilham kaynağı olmuştur. Tetradrahmi adı, dört drahmiye eşit olan değerinden gelir [Yunanca Tetra : Dört] Başlangıçta Atina'da darb edilen bu antik sikkeler, daha önceki didrahmi [bkz. alttaki tabloda didrahmi kategorisinde olan antik sikkeler] kategorisindeki antik sikkelerin yerini alarak bölgedeki baskın antik sikke birimi haline gelmiştir. Antik sikkenin önemi, Atina'yı önde gelen bir güç olarak kuran önemli bir an olan MÖ 480'deki Salamis Muharebesi'nden sonra artmıştır.
Atina, yükselen ekonomik gücünü yansıtmak için MÖ 525 ile 510 yılları arasında daha küçük didrahmiden tetradrahmiye geçti. Bu değişim, şehrin Lavrion'daki [ΛΑΥΡΙΟ] gümüş madenleri üzerindeki kontrolüyle aynı zamana denk geldi ve bu madenler büyük miktarda sikke basmak için külçe sağlıyordu. Laurium gümüş madenlerinden elde edilen gelir, Parthenon'un inşasını ve Akropolis'in yeniden inşasını finanse etti. Ayrıca, şehrin hırslarını sürdürmede madeni paranın önemini göstererek, Peloponnesos Savaşı sırasında Atina'yı destekleyecekti. Lavrion'daki [ΛΑΥΡΙΟ] madenler Tunç Çağı'ndan beri işletiliyordu, ancak MÖ 483'te devasa bir cevher damarı keşfedilecek ve bu da Atina'nın 200 triremden [savaş gemisi] oluşan bir filo inşa etmek gibi büyük yeni planları finanse etmesini sağlayacaktı; bu filo daha sonra Salamis Muharebesi'nde Yunanistan'ı savunmada belirleyici olacaktı.
Atina, daha büyük bir sınıfa geçerek kendisini ticaret ve askeri finansmanda lider konuma getirdi ve Yunan dünyasındaki nüfuzunu pekiştirdi. Tetradrahmi için en yaygın olarak kabul edilen ağırlık standardı Atina'da geliştirilen Attika standardıydı. Bu sistemdeki her tetradrahmi yaklaşık 17,2 gram ağırlığındaydı ve bir drahmi yaklaşık 4,3 gram ağırlığındaydı. Attika standardı, Atina'nın ekonomik hakimiyetini vurgulayarak diğer birçok Yunan şehir devleti için kıstas haline gelmiştir.
Diğer bölgeler tetradrahmiyi kendi ağırlık ve saflık standartlarına uyarladı. Örneğin Aegina [ΑΙΓΙΝΑΣ-ΑΙΓΙΝΑ] adası, stater başına yaklaşık 12,3 gramlık daha hafif bir ağırlığa sahip olan Aeginetic standardını kullandı. Ancak, Attika standardının tutarlılığı ve güvenilirliği onu ticaret için tercih edilen seçenek haline getirdi. Büyük İskender'in fetihleriyle Attika standardı daha da yayıldı ve geniş imparatorluğunda sikkeler birleşmiştir [bkz. alttaki örnek Büyük İskender tetradrahmisi]. Büyük İskender'in tetradrahmileri MÖ 336 ile MÖ 290 yılları arasında tahmini 60 milyon adet darb edilmiş olmasıyla, antik dünyada bir para birimi olarak başarıları açısından Atina tetradrahmisinden sonra ikinci sırada yer alır.
Büyük İskender'in tetradrahmilerindeki tahttaki Zeus tasvirleri, Kilikya ve Babil Satrabı Mazaios'un Pers tipi sikkelerinde görülen Tarsus şehir tanrısı Baaltars ile çarpıcı bir benzerlik taşımaktadır [bkz. alttaki örnek sikke üzerinde solda Zeus sağda Baaltars tasviri olan antik sikke]. Yunan Zeus'undan neredeyse ayırt edilemeyen Baaltars tasvirinden ilham alan Büyük İskender, daha sonra tahtta oturan Zeus'un ünlü imparatorluk tetradrahmilerini tanıttı çünkü tip, halihazırda yönettiği Yunanlılar ve Makedonyalılar ile fethetme sürecinde olduğu İran ve Sami halkları tarafından kolayca tanınan ilahi gücün bir görüntüsüydü. Böylece, Mazaios'un antik sikke tipi, ölmekte olan Pers İmparatorluğu ile yakında tam olarak doğacak olan Makedonya İmparatorluğu arasında ikonografik bir köprü haline gelmiştir. Mazaios'un kendisi de benzer bir köprüydü. MÖ 331'deki Gaugamela Muharebesi Pers İmparatorluğu'na ölümcül darbeyi vurduktan sonra, Mazaios Babil'i Büyük İskender'e teslim etti. Mazaios'un idari becerilerini fark eden Makedonya kralı Büyük İskender, onu Babil satrabı olarak görevlendirdi ve Mazaios MÖ 328'deki ölümüne kadar bu görevi sürdürmüştür.
Atina tetradrahmileri, özgün ve kalıcı tasarımlarıyla ünlüydü. Ön yüzünde bilgelik ve savaşla ilişkilendirilen Atina şehrinin koruyucu tanrıçası Athena'nın başı yer alırken, arka yüzünde zeytin dalı ve hilal ay eşliğinde Athena'nın baykuşu tasvir ediliyordu. Bu imgeler Atina'nın kimliğini ve refahını yansıtıyordu. Ayrıca antik sikkelerin [Tetradrahmi] arka yüzünde görülen kısaltma AΘE lejantları ise Atinalılar'ın [AΘΗNAΙΩΝ] kısaltmasıdır. Yunancada ΓΛΑΥΞ : Glaux [Baykuş ayrıca küçük baykuş'a atıfta bulunur] olarak bilinen bu antik sikkeler antik dünyanın her yerinde tanınıyor ve saygı görüyordu.
Diğer şehir devletleri ve yöneticiler tetradrahmiyi yerel sembolleri ve yöneticilerin portrelerini sergilemek için kullandılar. Örneğin, Kuşan İmparatorluğu altındaki Baktriya'dan gelen antik sikkeler bölgesel motiflere sahipken, Magna Graecia'dan gelen tetradrahmiler yerel mitoloji ve kültürden esinlenen tasarımlar sergiliyordu. Bu sanatsal varyasyonlar antik Yunan dünyasındaki kültürel çeşitliliği vurgular. Tetradrahmi Akdeniz'deki ticaret için standart para birimi haline gelmiş ve bölgeler arası ekonomik faaliyetleri kolaylaştırmıştır. Tutarlı ağırlığı ve yüksek gümüş içeriği onu güvenilir bir değişim aracı yapmıştır. Tüccarlar ve şehir devletleri tetradrahmiyi güvenilirliği ve işlemlerde kullanım kolaylığı nedeniyle değerli bulmuşlardır.
Tetradrahmiler ayrıca politik mesajlaşma için bir araç olarak da hizmet etmiştir. Yöneticiler ve şehir devletleri genellikle güçlerini ve etkilerini göstermek için antik sikkelerin tasarımını kullandılar. Örneğin Büyük İskender, imparatorluğu üzerindeki otoritesini vurgulayan kendi resmini taşıyan tetradrahmiler çıkardı [Büyük İskender'in ölümünden sonra halefleri tarafından da Büyük İskender portleri olan Tetradrahmiler darb edilmiştir] Benzer şekilde diğer liderler de antik sikkeleri yönetimlerini sağlamlaştırmak için kullanmışlardır. Tetradrahmi, büyük ölçüde Büyük İskender sayesinde antik dünyada yaygınlaştı. Orduları ilerledikçe, tetradrahmi de dahil olmak üzere Yunan antik sikkelerini yeni fethedilen bölgelere getirdiler. Bu, sikkenin Küçük Asya, Yakın Doğu ve Orta Asya'nın bazı bölgelerinde benimsenmesine yol açmıştır. Atina tetradrahmisi standardı belirlerken, diğer bölgeler kendi versiyonlarını bastı. Örneğin, Baktriya tetradrahmileri yerel kültürel etkileri yansıtırken, Magna Graecia'dan gelen antik sikkeler güney İtalya'ya özgü imgeleri içeriyordu. Bu uyarlamalar, tetradrahminin bir para birimi olarak esnekliğini göstermektedir [bkz. altta Sicilya bölgesinde darb edilen Tetradrahmi].
Antik Yunan'da büyük bir gümüş sikke olan tetradrahmi, MÖ 6. yüzyılın sonlarında ortaya çıkmıştır. Atina'da ortaya çıkan tetradrahmi, antik ticaretin temel taşı, siyasi propaganda aracı ve bölgesel uyarlamalar için ilham kaynağı olmuştur. Tetradrahmi adı, dört drahmiye eşit olan değerinden gelir [Yunanca Tetra : Dört] Başlangıçta Atina'da darb edilen bu antik sikkeler, daha önceki didrahmi [bkz. alttaki tabloda didrahmi kategorisinde olan antik sikkeler] kategorisindeki antik sikkelerin yerini alarak bölgedeki baskın antik sikke birimi haline gelmiştir. Antik sikkenin önemi, Atina'yı önde gelen bir güç olarak kuran önemli bir an olan MÖ 480'deki Salamis Muharebesi'nden sonra artmıştır.
Atina, yükselen ekonomik gücünü yansıtmak için MÖ 525 ile 510 yılları arasında daha küçük didrahmiden tetradrahmiye geçti. Bu değişim, şehrin Lavrion'daki [ΛΑΥΡΙΟ] gümüş madenleri üzerindeki kontrolüyle aynı zamana denk geldi ve bu madenler büyük miktarda sikke basmak için külçe sağlıyordu. Laurium gümüş madenlerinden elde edilen gelir, Parthenon'un inşasını ve Akropolis'in yeniden inşasını finanse etti. Ayrıca, şehrin hırslarını sürdürmede madeni paranın önemini göstererek, Peloponnesos Savaşı sırasında Atina'yı destekleyecekti. Lavrion'daki [ΛΑΥΡΙΟ] madenler Tunç Çağı'ndan beri işletiliyordu, ancak MÖ 483'te devasa bir cevher damarı keşfedilecek ve bu da Atina'nın 200 triremden [savaş gemisi] oluşan bir filo inşa etmek gibi büyük yeni planları finanse etmesini sağlayacaktı; bu filo daha sonra Salamis Muharebesi'nde Yunanistan'ı savunmada belirleyici olacaktı.
Atina, daha büyük bir sınıfa geçerek kendisini ticaret ve askeri finansmanda lider konuma getirdi ve Yunan dünyasındaki nüfuzunu pekiştirdi. Tetradrahmi için en yaygın olarak kabul edilen ağırlık standardı Atina'da geliştirilen Attika standardıydı. Bu sistemdeki her tetradrahmi yaklaşık 17,2 gram ağırlığındaydı ve bir drahmi yaklaşık 4,3 gram ağırlığındaydı. Attika standardı, Atina'nın ekonomik hakimiyetini vurgulayarak diğer birçok Yunan şehir devleti için kıstas haline gelmiştir.
Diğer bölgeler tetradrahmiyi kendi ağırlık ve saflık standartlarına uyarladı. Örneğin Aegina [ΑΙΓΙΝΑΣ-ΑΙΓΙΝΑ] adası, stater başına yaklaşık 12,3 gramlık daha hafif bir ağırlığa sahip olan Aeginetic standardını kullandı. Ancak, Attika standardının tutarlılığı ve güvenilirliği onu ticaret için tercih edilen seçenek haline getirdi. Büyük İskender'in fetihleriyle Attika standardı daha da yayıldı ve geniş imparatorluğunda sikkeler birleşmiştir [bkz. alttaki örnek Büyük İskender tetradrahmisi]. Büyük İskender'in tetradrahmileri MÖ 336 ile MÖ 290 yılları arasında tahmini 60 milyon adet darb edilmiş olmasıyla, antik dünyada bir para birimi olarak başarıları açısından Atina tetradrahmisinden sonra ikinci sırada yer alır.
Büyük İskender'in tetradrahmilerindeki tahttaki Zeus tasvirleri, Kilikya ve Babil Satrabı Mazaios'un Pers tipi sikkelerinde görülen Tarsus şehir tanrısı Baaltars ile çarpıcı bir benzerlik taşımaktadır [bkz. alttaki örnek sikke üzerinde solda Zeus sağda Baaltars tasviri olan antik sikke]. Yunan Zeus'undan neredeyse ayırt edilemeyen Baaltars tasvirinden ilham alan Büyük İskender, daha sonra tahtta oturan Zeus'un ünlü imparatorluk tetradrahmilerini tanıttı çünkü tip, halihazırda yönettiği Yunanlılar ve Makedonyalılar ile fethetme sürecinde olduğu İran ve Sami halkları tarafından kolayca tanınan ilahi gücün bir görüntüsüydü. Böylece, Mazaios'un antik sikke tipi, ölmekte olan Pers İmparatorluğu ile yakında tam olarak doğacak olan Makedonya İmparatorluğu arasında ikonografik bir köprü haline gelmiştir. Mazaios'un kendisi de benzer bir köprüydü. MÖ 331'deki Gaugamela Muharebesi Pers İmparatorluğu'na ölümcül darbeyi vurduktan sonra, Mazaios Babil'i Büyük İskender'e teslim etti. Mazaios'un idari becerilerini fark eden Makedonya kralı Büyük İskender, onu Babil satrabı olarak görevlendirdi ve Mazaios MÖ 328'deki ölümüne kadar bu görevi sürdürmüştür.
Atina tetradrahmileri, özgün ve kalıcı tasarımlarıyla ünlüydü. Ön yüzünde bilgelik ve savaşla ilişkilendirilen Atina şehrinin koruyucu tanrıçası Athena'nın başı yer alırken, arka yüzünde zeytin dalı ve hilal ay eşliğinde Athena'nın baykuşu tasvir ediliyordu. Bu imgeler Atina'nın kimliğini ve refahını yansıtıyordu. Ayrıca antik sikkelerin [Tetradrahmi] arka yüzünde görülen kısaltma AΘE lejantları ise Atinalılar'ın [AΘΗNAΙΩΝ] kısaltmasıdır. Yunancada ΓΛΑΥΞ : Glaux [Baykuş ayrıca küçük baykuş'a atıfta bulunur] olarak bilinen bu antik sikkeler antik dünyanın her yerinde tanınıyor ve saygı görüyordu.
Diğer şehir devletleri ve yöneticiler tetradrahmiyi yerel sembolleri ve yöneticilerin portrelerini sergilemek için kullandılar. Örneğin, Kuşan İmparatorluğu altındaki Baktriya'dan gelen antik sikkeler bölgesel motiflere sahipken, Magna Graecia'dan gelen tetradrahmiler yerel mitoloji ve kültürden esinlenen tasarımlar sergiliyordu. Bu sanatsal varyasyonlar antik Yunan dünyasındaki kültürel çeşitliliği vurgular. Tetradrahmi Akdeniz'deki ticaret için standart para birimi haline gelmiş ve bölgeler arası ekonomik faaliyetleri kolaylaştırmıştır. Tutarlı ağırlığı ve yüksek gümüş içeriği onu güvenilir bir değişim aracı yapmıştır. Tüccarlar ve şehir devletleri tetradrahmiyi güvenilirliği ve işlemlerde kullanım kolaylığı nedeniyle değerli bulmuşlardır.
Tetradrahmiler ayrıca politik mesajlaşma için bir araç olarak da hizmet etmiştir. Yöneticiler ve şehir devletleri genellikle güçlerini ve etkilerini göstermek için antik sikkelerin tasarımını kullandılar. Örneğin Büyük İskender, imparatorluğu üzerindeki otoritesini vurgulayan kendi resmini taşıyan tetradrahmiler çıkardı [Büyük İskender'in ölümünden sonra halefleri tarafından da Büyük İskender portleri olan Tetradrahmiler darb edilmiştir] Benzer şekilde diğer liderler de antik sikkeleri yönetimlerini sağlamlaştırmak için kullanmışlardır. Tetradrahmi, büyük ölçüde Büyük İskender sayesinde antik dünyada yaygınlaştı. Orduları ilerledikçe, tetradrahmi de dahil olmak üzere Yunan antik sikkelerini yeni fethedilen bölgelere getirdiler. Bu, sikkenin Küçük Asya, Yakın Doğu ve Orta Asya'nın bazı bölgelerinde benimsenmesine yol açmıştır. Atina tetradrahmisi standardı belirlerken, diğer bölgeler kendi versiyonlarını bastı. Örneğin, Baktriya tetradrahmileri yerel kültürel etkileri yansıtırken, Magna Graecia'dan gelen antik sikkeler güney İtalya'ya özgü imgeleri içeriyordu. Bu uyarlamalar, tetradrahminin bir para birimi olarak esnekliğini göstermektedir [bkz. altta Sicilya bölgesinde darb edilen Tetradrahmi].
Sıkça Sorulan Sorular
1-] Tetradrahmiler için en yaygın olarak kullanılan ağırlık standardı hangisidir?
Atina kökenli olan Attika standardı en yaygın olanıydı ve ağırlığı yaklaşık 17,2 gramdı.
2-] Tetradrahmiler para dışında başka hangi amaçlarla kullanılıyordu?
Bunlar genellikle kültürel, politik veya dini mesajlar ileten tasarımlara sahip olup siyasi propaganda amacıyla kullanılırdı.
3-] Yunanistan'ın siyasi bağımsızlığını kaybetmesinden sonra tetradrahmi neden popülerliğini korudu?
Ticaret parası olarak yaygın bir şekilde kullanılması, Üçüncü Yüzyıl Krizi'ne kadar Akdeniz'de dolaşımının devam etmesini sağladı.
4-] Atina tetradrahmisini diğerlerinden ayıran şey neydi?
Ön yüzünde bilgeliğin ve refahın sembolü olan Athena'nın başı, arka yüzünde ise Athena'nın baykuşu yer alıyordu.
5-] Atina tetradrahmi üretimini nasıl finanse etti?
Atina şehri, büyük miktarda tetradrahmi darb etmek için Lavrion'daki zengin gümüş madenlerine güveniyordu.
6-] Büyük İskender'in tetradrahmilerin yaygınlaşmasında nasıl bir rolü olmuştur?
Büyük İskender'in fetihleri, tetradrahmi kullanımının Asya'da yeni Yunan etkisine giren bölgelere yayılmasına yardımcı olmuştur.
7-] Tetradrahmi hangi bölgelerde kullanılmaya başlandı?
Tetradrahmiler Yunanistan, Küçük Asya, Büyük Yunanistan'daki şehir devletleri ve Akdeniz'deki Yunan kolonileri tarafından benimsenmiştir.