ΕΥΡΙΠΙΔΗΣ; Zorluklar içindeki aşk yaratıcıdır.
Adonis, bitki örtüsünün eski bir Sami tanrısıdır ve orgiastik ibadeti Arkaik dönemde Yunanistan'a ulaşmıştır. Ölümü ve yeryüzüne dönüşü, doğanın kışın ölümünü ve ilkbaharda dirilişini sembolize eder. Ayrıca birçok çiçek efsanesi Adonis'in doğumu ve ölümüyle ilişkilendirilir.
Yunan mitolojisinde Adonis, baba [Kinyra] ve kız [Smyrna] arasındaki yasadışı bir birlikteliğin meyvesi olan gençtir. Adonis o kadar güzel doğmuştur ki Afrodit ona delice aşık olmuş bir tanrıça olarak görevlerini ihmal etmeye başlamıştır. Olgunlaştıktan sonra Adonis avlanmaya ilgi duymaya başladı [Artemis onun avlanma becerilerini kıskanıyordu] ve bir av sırasında Artemis tarafından [başka bir versiyona göre Ares tarafından gönderilmişti çünkü Ares, Afrodit'in sevgilisiydi] gönderilen bir yaban domuzu tarafından boynuzlandı ve Adonis Tanrıça Afrodit'in kollarında öldü. Afrodit, sevgilisinin ölümünün yasını tutarken gözyaşları toprağa karıştı ve anemonlar fışkırdı.
Anemonun önemini açıklayan daha sonraki olaylara dair bir dizi anlatı vardır. Biri Adonis'in güle dönüştüğünü, bir diğeri daha önce beyaz olan anemonun Adonis'in kanıyla kırmızıya boyandığını ve bir diğeri ise Afrodit kederli bir halde çıplak ayakla dolaşırken bir diken battığında gülün kırmızıya döndüğünü belirtir. Başka bir anlatıda Adonis'in kanı ilk gülün çıkmasına neden oldu ve anemon onun gözyaşlarından doğmuştur.
Adonis, Yunan mitlerine göre kaderini borçlu olduğu erkeksi güzelliğin kişileştirilmiş halidir. Aslında Adonis ve Afrodit hakkında bilinen iki mit vardır. İlk mit Adonis'in ilk yıllarına, ikincisi ise ölümüne ve Afrodit'in bundaki rolüne atıfta bulunur. Tarsus antik kentinde darb edilen örnek antik sikkenin arka yüzünde Tanrıça Afrodit'in arkasında görülen anemon çiçeği Adonis'e atıftır.
Adonis, bitki örtüsünün eski bir Sami tanrısıdır ve orgiastik ibadeti Arkaik dönemde Yunanistan'a ulaşmıştır. Ölümü ve yeryüzüne dönüşü, doğanın kışın ölümünü ve ilkbaharda dirilişini sembolize eder. Ayrıca birçok çiçek efsanesi Adonis'in doğumu ve ölümüyle ilişkilendirilir.
Yunan mitolojisinde Adonis, baba [Kinyra] ve kız [Smyrna] arasındaki yasadışı bir birlikteliğin meyvesi olan gençtir. Adonis o kadar güzel doğmuştur ki Afrodit ona delice aşık olmuş bir tanrıça olarak görevlerini ihmal etmeye başlamıştır. Olgunlaştıktan sonra Adonis avlanmaya ilgi duymaya başladı [Artemis onun avlanma becerilerini kıskanıyordu] ve bir av sırasında Artemis tarafından [başka bir versiyona göre Ares tarafından gönderilmişti çünkü Ares, Afrodit'in sevgilisiydi] gönderilen bir yaban domuzu tarafından boynuzlandı ve Adonis Tanrıça Afrodit'in kollarında öldü. Afrodit, sevgilisinin ölümünün yasını tutarken gözyaşları toprağa karıştı ve anemonlar fışkırdı.
Anemonun önemini açıklayan daha sonraki olaylara dair bir dizi anlatı vardır. Biri Adonis'in güle dönüştüğünü, bir diğeri daha önce beyaz olan anemonun Adonis'in kanıyla kırmızıya boyandığını ve bir diğeri ise Afrodit kederli bir halde çıplak ayakla dolaşırken bir diken battığında gülün kırmızıya döndüğünü belirtir. Başka bir anlatıda Adonis'in kanı ilk gülün çıkmasına neden oldu ve anemon onun gözyaşlarından doğmuştur.
Adonis, Yunan mitlerine göre kaderini borçlu olduğu erkeksi güzelliğin kişileştirilmiş halidir. Aslında Adonis ve Afrodit hakkında bilinen iki mit vardır. İlk mit Adonis'in ilk yıllarına, ikincisi ise ölümüne ve Afrodit'in bundaki rolüne atıfta bulunur. Tarsus antik kentinde darb edilen örnek antik sikkenin arka yüzünde Tanrıça Afrodit'in arkasında görülen anemon çiçeği Adonis'e atıftır.